Bugün kullandığımız yazılımlar, oyunlardan yapay zekâya kadar hayatımızın her alanını etkiliyor. Fakat yazılımın temelleri, düşündüğümüzden çok daha eskiye dayanıyor. İlginç bir şekilde, tarihin ilk bilgisayar programcısı bir kadındı: Ada Lovelace.
Hayal gücü, bilimin annesidir
Ada Lovelace
19. yüzyılda yaşamış olan Augusta Ada Byron, ünlü şair Lord Byron’ın kızıdır. Matematiğe olan ilgisi ve zekâsı, onu dönemin önemli bilim insanı Charles Babbage ile tanıştırdı. Babbage, “Analitik Makine” adını verdiği mekanik bir hesaplama cihazı üzerinde çalışıyordu. Ada Lovelace ise bu makineye dair yazdığı notlarda, yalnızca sayıları değil, mantıksal işlemleri de gerçekleştirebileceğini öngördü.
Ada’nın 1843 yılında yazdığı notlar arasında, dünyanın ilk algoritması kabul edilen bir program taslağı bulunur. Bu algoritma, Analitik Makine’nin Bernoulli sayıları hesaplamasını sağlamaya yönelikti.
O dönemde henüz elektronik bilgisayarlar bile yokken, Ada’nın öngördüğü şey aslında şuydu:
“Makineler yalnızca matematiksel hesaplama değil, aynı zamanda sembollerle temsil edilen her türlü işlemi gerçekleştirebilir.”
Bugün kullandığımız yazılımların temel mantığı da tam olarak budur.
Neden İlginç?
- Ada Lovelace, 1800’lerde yazılım kavramını öngörmüştür.
- Tarihin ilk bilgisayar programcısı bir kadın olarak teknoloji tarihine damga vurmuştur.
- Onun vizyonu, modern bilgisayar biliminin ilham kaynaklarından biridir.
Yazılım dünyasının temelleri, 19. yüzyılda Ada Lovelace’in hayal gücüyle atıldı. Onun ileri görüşlülüğü, bugünkü yazılımcıların yarattığı devasa dijital evrenin ilk adımıydı.





